26 Haziran 2013

BAHAR GELİNCE

İşte, yol boyunca bütün akasyalar açmış. Öylesine çılgınca ve bir tek tomurcuk bile bırakmadan açmışlar ki... Hayret bir şey.  İşte bu mevsimde seviyorum bu adayı. Çöl kuruluğundaki Mesarya bile güzel olmayı başarır bu zamanlarda.  Yeşil ve sarının tüm tonları göz alabildiğine uzanır önünüzde. Hele badem ağaçları, armut ve erikler. Bir renk senfonisi yaratırlar beraberce.  En habersiz insanı bile baştan çıkarır bu görüntüler. Nedenini bilemeden, tatlı tatlı sapıtır insancıklar. Bir coşku bir taşkınlık alır başını gider. Bir sarhoşluk gibi yaşanır bahar...

Yaramazlık mevsimidir ayrıca.  Kısacık bir dönem damarlarınızdaki kan muzip muzip akar.
Zaten duygularıyla baş etmekte güçlük çeken insanlar bu aylarda gemi azıya alan bu coşkunlukla hiç başa çıkamazlar. 

Yok yere âşık olursunuz meselâ. Olmadık yerde, olmadık birine. “Daha neler” demeyin. Olur mu olur. Ya da illâ ki  “ressam olacağım” , “Olmazsa olmaz. Şair olup şiir yazacağım” diye garip takıntılara takılırsınız. Gene olmazsa sabah sabah, yüzünde kocaman  bir gülümsemeyle trafiği çözmeye çalışan polisi görünce tutturursunuz: "Durdur arabayı. Bir koşu gidip şu adamı öpeyim iki yanağından. Sabah sabah insan, insanı bırak bir polis bu kadar güler yüzlü olur mu?”  cümlesiyle kocanıza ya da karınıza iyice kafayı yedirirsiniz.

Belki de hiç sevmediğiniz, selâm bile vermek istemediğiniz birine 32 diş tekmili birden gülümsersiniz “Günaydın” derken. Adam şaşkın, doğal olarak.

Gene olmazsa gider çiçek böcek resimlerinden dövmeler yaptırırsınız olmadık yerlerinize. (Geçicisinden, acısızından tabii ki.) 

Bir düşünün. Eminim en pinti arkadaşınız bir bahar gününde ısmarlamıştır kahveleri. En katı olanımızın bile yüreği yumuşar bahar gelince.

Çok kısadır bahar . Birdenbire cehennemi sıcaklar basar. Her şey kuruyup gider çabucak. Eser kalmaz renkten, yeşilden. Boz bulanık toprak kabuğuna çekilir. Dayanamaz çatlar. Ruhlarımız gibi.

Bu güzelim günlerin tadını çıkarın. Kendinizi baharın kollarına bırakın. Bir şeycikler olmaz, korkmayın. Hafiften dağıtın.



Tijen Zeybek
10/4/2000