27 Ağustos 2014
18 Ağustos 2014
Hayatın Karşıtı Değildir Ölüm
görsel:tz
Hayatın karşıtı değildir ölüm. Doğumun karşıtıdır. Hayatın karşıtı yoktur. O kendisidir. Ve her şeyi içerir. Ölümü de doğumu da. Doğarken ve ölürken dahi hayattasınız, hayatsınız, hayatınsınız. Zerre ya da bütün sizsiniz. Doğumla ölümün ayrı gayrısı yok, zerreyle bütünün de. Sürer gidersiniz.
6 Ağustos 2014
Ahh İnsan
İnsan... Ahh insan. Apaçık bir mektup gibi okudum, yazdım seni.
Ölüm Ne Ola ki?
Açıkçası ölümün ne olup olmadığı beni hiç ilgilendirmiyor. Hayatın mucizesini yaşamakla doluyum.
Deli Atın Türküsü -7
Açtım gözümü seni gördüm
Kapattım kendimi üstüne
Hep orda kal diye,
İçimde...
Koş bayırlarımdan aşağı
Tırman tepelerime
Serildiğimizde kıyısına suların
Ahh canım at'ım, küheylanım
Nefes nefese kalalım
Deli Atın Türküsü -5
Bir rüzgar esti içimde
Bir yangın başladı
Bir zelzele
Ne vardıysa kızıla çalan
Alevlendi seninle
Kızıldı sevda ve kavga ve
Hayat ve nefes ve tanrı
Ve allah ve toprak ve sıcak...
Kızıldı ezelden ebede
İçimde, içim de...
Deli Atın Türküsü -4
Yer yarıldı, düştü güneş
Karanlık çağ başladı
Çekildi bıçak, yumruk, tırnak,
Sevda, tutku ille de aşk
Onun içindi dövüş
Onun içindi ölüm
Ne kalmışsa geriye
İnsanlık için ve
İnsanlık üzre
Böylece...
Deli Atın Türküsü -3
Esiyordu rüzgarla bir
Uğultulu hem hırçın
Kıskıvrak yakaladım
Yelesinden o at'ın
Bindiğimde üstüne
Toynakları havalandı
Kişnedi, korkunç sesi
Eter beter uğuldadı
Yaslandım sağrısına
Dedim hiç yorulma
Bir deli at'sın sen
Süvarisi benim,
Ben
Deli Atın Türküsü -2
Gün dönerken geceye
Düşerim gözlerinin içine
Bakarım kendime oradan
Gördüğüm bir peri sanki
Fırlamış masallardan
Ahh deli at gözlerin
Ahh deli at gözlerin
Dibine gömsünler beni
Gömsünler de görsünler
Nasıl da çiçek açar
Ölü örten topraklar
Deli Atın Türküsü -1
Savurur gelir suyunu
Ezeldendir ebedi
Gümüş gümüş harelenir
Yüreğinde hasreti
Bastırırım göğsüme
Can-ı gölgem soğutsun
Soğutsun kor ateşi...
Deli Atın Türküsü
Koşar döverek yeri
Yele sürer rüzgara
Dalar tarlasına da
Basmaz tek papatyaya
Alır, yatırır Beşparmak'tan
Akar su gibi geceye
Koyusu karanlığın
Çöker saygı ile
Çöker dizi dibine...
3 Ağustos 2014
Ruh
Ruhunuz derininizdedir ve derininizdir. Bakın kendinize. Görünen, bilinenden öte bir siz var mı içinizde?
1 Ağustos 2014
Sıcağın Dişleri
Biliyor musunuz? Kıbrıs'ta sıcağın dişleri var. Usul usul kemirir sizi. Teninizi değil, tininizi, derininizi.
Azgın Sıcak ve Modern Toplum
Sıcağı azdıran bir şey var, biliyorum. Umudun zapt edilmesi. Korku dağları değil şehirleri bekliyor çünkü. Her an işsiz kalabilirsiniz. Her an çalıştığınız şirket kapanabilir, banka batabilir, ücretler düşebilir. En ucuz ham madde emek çünkü. Bir tek onun fiyatı artmıyor. Kuyrukta bekleyen çok. Beğenmiyorsan çek git derler. Korkudan kıvranıyor şehir insanları. Çekap olmaya gidiyorsunuz yılda bir, iki. Ya bu sefer aksi bir şey çıkarsa? Ya kanser olmuşsam? Ya kitle görülürse? Nezleden yaygın çünkü. Trafik kazasında ölmek de var. Beteri, sevdiklerini kaybetmek. Korkuyor insanlar. Ya parasız kalırsa günün birinde. Ya eve hırsız girerse. Ve korkuyla baş başa ve teke tek ve göz göze yaşanıyor hayatlar. Yazık! Artık insanların ne sığınacak bir tanrıları ne de onları kötülükten koruyacağına inandıkları bir duaları var. Tanrıyı da çaldılar. Ve kendilerine benzetip, öyle cimri, öyle bencil, öyle gaddar, öyle zalim kılıp, kitaplara kapattılar.
Sen -14
Gecenin içinde bir duru ışık
Kör edici aydınlıkta
Bir gıdım yalnızlık
Çöl kumunda su damlası
Sel suyunda tohuma gebe
Bir avuç toprak
Ah yaşamak
Ahh yaşamak...
Sen -13
Gecelerden sor beni
Anlatsınlar uzun uzun
Göçmen kuşlar göçer iken
Yere düşen yapraklardan
Yapraklardan oku beni
Masalların ilk hecesi
Şiirlerin hepsi
Yazılmış yazılmamış
Kitaplardan sor beni
Sen -12
Serçe kalbi benim kalbim
Ömrüm ki kelebek kadar
Çok acırım, canım yanar
Dünya üstümde keder
Kederden bir dağ
Pamukla kucağını ey yar
Bas bağrına, sakla
Ahh derin uykulara yatır beni
Bir daha da uyandırma...
Sen -10
Tellenir dudağımda sigaram
Gönlümde sen duman duman
Yıldızını bekleyen ay
Kavuşsun da buluşalım
Buluşup da o yangında
O yangında kül olalım
Sen -9
Seslenirim bulutlara
Nennilenir dağım taşım
Bir öpüşlük cancığım var
O da bize kurban olsun
Kurban olsun ey yar...
Sen -8
Kuş tüyünden yatak serdim
Mavi atlas yorgan örttüm
Al kendini getir bize
Açılsın cennet kapısı
Tanrı varsa dursun dize
Selamlasın aşkımızı
Sen -7
Sonbaharda geleyim
Gelip sana kalayım
Kalıp senin olayım
Teni teni katalım
Bir olmakta yoğrulalım
Göğe ağıp savrulalım
Saçın teli bana zülüf
Göz bebeğim
Sana türkü
Olsun da gülüm
Varsın yoğa yazılalım
Sen -6
Bir fısıltısın kulaklarımda
Gecede ayışığım
Günde kaba gölgem
Ceviz ağacım
Aradıkça kendimi
Seni buldum
Sendeki beni
Tutup elimden
Eve getirdim kendimi
Ev ki yüreciğimdir
Yüreciğim ki senindir
Sen -5
Kaç kere dalıyorum uykuya
Kaç kere uyanıyorum apansız
Kulak veriyorum
Varlığını sezince
Bir öpücük gönderip hayaline
Öylece uyuyorum
Dudaklarımda gülümseme
Sen -4
De ki düştük yollara
De ki kaybolduk
Kaybolduk Mesarya'da
Alıç saklar bizi
Zeytin doyurur
Ve uyutur kollarında
Uyutur toprak ana
Sen -3
Avucunda saklı üç tane toka
Gelip usulca bırakmıştın kucağıma
Saçların için demiştin
Onlara sakın ha, sakın kıyma.
Sen -2
Gelir girersin kapıdan
Omzunda asılı çantan
İçinde bir tarla dolusu
Sarı papatya
Yüreğimde
Bir dolu kelebek
Deli gibi kanat çırpmakta
Sen
Yağmurları özlerim
İşim gücüm bu benim
Bir de seni
Avuç içlerini
Kırık sesini
Başındaki
Gümüş haleyi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)