16 Ekim 2013

Dünya Badem Olsa


Ay’a bıraktım kendimi
 Yetmedi
 Bir şey azdı, bir şey yarım
 Ve eksik ve anlamsız.
 Göğe bıraktım kendimi
 Reddetti.
 Alıçla küsüşmüş 
 Zeytine kırılmış
 Dünyaya tükürdüğüm günlerdi.
 Hayat mecburiyet
 Zaman kocaman bir boşluk
 İnsan da çok değersizdi.
 Yağmur sonrasına bıraktım kendimi,
 Toprak kokusu annem gibiydi.
 Damlacıklar sayısız, 
 Ve neminde, gözyaşından 
 Ödünç alınmış garip bir keder
 Gizliydi.
 “Dünya badem olsa.”
 Diye fısıldadı şair.
 Tam o anda, kulağıma.
 Dünya badem olsa ha!
 Dünya badem olsa,
 Evren de tuz,
 Dedim ben de.
 Batırır onu da yeriz,
 Yer bitiririz nihayette.

Zaman Sakladı İkimizi


Su doğursun beni
 Düşeyim mavi derinlikten
 Toprak doğursun beni
 Çıkayım sonsuz bereketten
 Anne, sen söyledin
 Memenden süt içmedim
 Ve erken koptum belinden.
 Biliyorum artık, öğrendim
 Zaman sakladı ikimizi
 Altından beşiğinde
 Esirgedi kendinden.

Zamansız İki Hece


bir düş gördüm gün gece
 avuçlarımda uyandım
 sözlerinden kalmış geriye
 zamansız iki hece
 bir de tuhaf bilmece

Uyut Beni Ninninle


Konuşayım uzun uzun
 Anlatayım masalımı
 Sen sadece dinle
 Sonra eyy ağaç
 Uzat dalını
 Döşe yaprağını
 Nasıl yorgunum bilemezsin
 Haydi artık çal şarkını
 Uyut beni ninninle.

Anlık Mesele


Sabah olmuş 
Bana ne
Uyumak istiyorum
Belki devam edecek düş.

Keserim saçımı kısacık
Sana ne
Belki pişman olur
Ağlarım azıcık.

Bana aşkı tarif etme
Kim demiş ki sürer bin yıl
Sürerse sürsün hem
Kime ne

Benim ki,

Anlık mesele.

Bir Güz Şarkısı Bekliyorum


Bir güz şarkısı bekliyorum sabaha
 Gökgürültüsüyle gelsin sesi derinden
 Yeni doğan güneş utangaç olsun biraz
 Örtsün azgın çıplaklığını kurşuni bulutlarla
 Uyanınca içimde cıvıltılı bir sevinç
 Kurayım aşkla hayatın zembereğini
 Kurayım daha sıkı diğer bütün günlerden

Bırakın da Dökülsün


Sığar bir fotoğrafa bazen
 Koskoca bir ova, memleket,
 Dünya
 Eğer merceğin arkasındaki göz
 Yüreğinden bakıyorsa dünyaya
 Ve önce, ilk evvel, hakçasına
 O toprağın dilinden bir şiir,
 Bir masal, bir ninni yakışır
 Toprağına evlat olmuş
 Bir şairin derininden dökülsün
 Bırakın da dökülsün
 Anasına

Biz Bize Benzeriz


Bu coğrafya kardı hamurumuzu
 Alıçtır özümüz, harup, zeytin
 Güler yüzümüz, kavgayı da bilmez değiliz amma
 Daha ziyade "hoşgör içelim" demek için kadehe yakışır ellerimiz
 Biz bize benzeriz
 Değmesin yaban şiiri
 Değmesin manzaraya isteriz
 Yakıştırırsanız dert değil
 Alırız sözümüzü, şiirimizi
 Aradan çekiliriz.