20 Ocak 2014

Günöykü...


Hastaneye düşünce kelebek saplarlar bileğinize. İki kanatlı, medikal kelebek. Acıtırlar canınızı. Fiziksel acıdan ziyade can yakıcı bir şeye verilen isme takılırsınız. Yumuşacık, harikulade ve yeryüzünün en masum canlısı kelebek dönüşmüştür sivri mi sivri bir iğneye. Damarınıza saplanırken usul usul, canınız da acır usul usul. Derinden bir yerlerdendir bu sızıyı duyuşunuz. Sanki bileğiniz ya da dirsek içiniz değil de daha içerde bir yerdir sızlayan. Kelebek harf harf girer benim damarıma. Önce "k", sonra "e"... Ve acı derinleşir giderek; "l", "e"... Acının ucu sivrilir giderek ve son bir hamleyle çığlık çığlığa saplanır etinize: "b e k". Kelebekten bir acınız olur ve sabitlenir etinizde.