19 Ekim 2013

Adı Hüzündür... Üşür






Bir Yaz Üşümesi ve Kıyamet Düşleri adlı iki romanı ve gazete köşe yazılarıyla hayata dokunan, duyarlı bir yürek olarak tanıdığımız Tijen Zeybek, "Adı hüzündür... Üşür" başlığıyla edebiyatın dışındaki üretimlerini paylaştığı seramik-heykel sergisiyle, 9-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi'ndeydi.

Tijen Zeybek, görünenin değil görünmeyenin, bilinenin değil bilinmeyenin, zahiri olanın değil ama ille de batınînin, varlık âleminin değil ancak gaibin peşinden gittiğini vurguluyor.

Bu yol tutuşta zalimin değil asla, mazlumun, güçlünün değil zayıfın, ezenin değil ezilmek istenenin, tokun değil açın, varsılın değil, elbette yoksulun yanında olmayı seçiyor.

Tijen Zeybek, ne varsa insana dair yabancımız değildir demiş bin yıl önceden... Demiş amma, insana dair olan her şeyi de kabul etmeyerek... Bu yüzdendir ki gözünü açıp, yağmurları görüp, yüzünü suya verdiği andan beri zehir zemberek yazılar yazar, onları vicdanıyla tartar, yüreğinin yağıyla yumuşatır öylece salar hayatın bağrına.

Hayata ve insana bakarken, amacı görüneni görüntüsünden yakalamak ya da "an" içinde hapsetmek istemiyor, çünkü gözün gördüğüyle değildir onun işi.

Çoğu insan, kendi "iç"ini bilinmez bir ahir zamanda yaşıyorken hepimizin "iç"inde ve "iç"lerde saklı olanın peşindedir o. O kadar yabancılaştık ki kendimize, artık rüyalarımız daha hakikattir sürdüğümüz hayattan ve bizden. Biz sanallaştıkça sanal âlemlerde, bizi hakikate çağıran ses rüyalarımız oluyor. Tanrının sesi, doğanın sesi, ezelden gelip ebede gidenin, hakikatin. 

Tijen Zeybek, tam da böylesi bir soluk alıp verişte olduğunu vurguluyor.

Hakan Çakmak

Şüphesiz


Şüphesiz o'yum
 Kuşku duyma kendinden
 Şüphesiz ben'dim
 Gece gece saçlarında gezinen
 Bir su gibi akmıştım
 Akmıştım coşkun serçeşmeden
 Ağzın... Ağzındı bal gibi
 Çığlık kıyamet
 Gündoğumu ve günbatımlarında
 Ebedi bakireni tanrıya kurban eden

Zamanı Değil


Hiç bir yağmur benim kadar ıslatamaz
 Hiç bir şarap benim kadar lal değil
 Dökülmüş kaderine deminde çay
 Tavında demir
 Uykusunda düş
 Benim kadar gerçek değil
 Dökülürüm ağzına 
 Bal olur akarım dilinden
 Düştüğüm yer hiç bir yere benzemez
 Çekerim gökkubbeyi üstüme
 Sen bekle
 Bekle çünkü zamanı değil