30 Mayıs 2014

Hak Terazisi -7



Gömdüm yüzümü güle
Dikenini böğrüme
Açıldı göğsüm evi
Can kuşumdur titredi
Değdi gözü gözüme
Toprak ana ses verdi
Dedi az bekle kadın
Az geri dur delirme

Hak Terazisi -6



Bulut dedim seslendim
Az yere iner misin
Akça bir yorgan olup
Üstümü örter misin
Üşüdüm yaz ortası
İçimde buz kırağı

Hak Terazisi -5



Ah uyandım sabaha
Ah uyandım bin parça
Geldin başın ışıkta
Işık, gümüş çanakta
Dudakların kor ateş
Öptün ki kana kana
Bütün oldum yeniden
Ah yüzünde açan
Ah yüzünde açan
O kıpkızıl gülüm ben

Hak Terazisi -4



Dil yarası geçmez derler
Ten yarası geçer mi
Geçse bile acısı
Tin canına sinmez mi
Ölç biç derim sözünü
Hak terazisi şaşmaz bilesin
Ölçer senin özünü

Hak Terazisi -3



Kartal bakışların değsin istiyorum
Değsin üstüme
Kaldır o güzel başını bak
Gümüşlensin yerküre
Baktığın yerde ben varım
Ufkun bile ötesinde
Toprak, su, ateş ve boşluğun
Harmanlandığı o yerde

Hak Terazisi -2



Sevdirmeyin bana kendinizi
Sevince okurum derininizi
Ordaki bir küçük diken
Derin yaralar açar, kanatır
Kanatır gül tenimi

Hak Terazisi -1



Kaldır o güzel başını
Ufka dik bakışını
Göreceksin ordayım
Ne yerdeyim ne gökte
O bilinmez eşikte
Hakk için yanan 
Korda, ateşte...

Hak Terazisi



Hak terazisinde tarttım 
Öyle sevdim ben seni
Bulutlara sordum
Yağmurlarda ıslattım
Fırtınaya saldım seni
Öyle sevdim işte
Öyle sevdim seni...

27 Mayıs 2014

Hiç Doymadın


sen ki hiç uzağa gitmedin
sen ki hiç aç kalmadın
sen, bir dilim ekmek için
yalvarıp, ağlamadın
sen hiç aç uyumadın
işte o sen hiç ama hiç 
doymadın

"Product"


kim susturacakmış beni
kim korkutacakmış
kim alacakmış elimden
sevinçlerimi
bak kendine ayna yakın
kötülük meyve vermiş yüzünde
hem de salkım salkım
sen artık bir "product"sın

Delisi Rüzgarın


delisi rüzgarın
dalganın delisi
çetini toprağın
dağların yücesi
yokuşu yolların
uçurumları
sarp kayalıkların
asi ve hak aşığı
doğrucu davut'u
uzlaşmasız
ödünsüzü
baş eğmezi
insanın
benim insanım

Eyy Sen Kenarda Bekleyen


tarlam taşlı
dağım yağma
bir güzel söz
bir beyaz gül
bir somun ekmek
hepsi kirletilmiş
kılınmış paçavra.
mayın döşeli
bir uzun yoldur
yüksünmem yürürüm
yol benim, yolcu ben
sen eyy insan
kenarda bekleyen
yoluma çıkma sakın
uzak dur benden

Camdan Fanus


başım dik
yüreğim?
ahh yüreğim
camdan
fanus
kırılır
kırıldıkça kanarım
kanadıkça
dikilir başım

Yaşadım Nice Zaman


yaşadım nice zaman
çok yürüdüm, 
çok yazdım,
çok söyledim
az anladı ahh insan
dili kırbaç
dini para
yüreği taş
ahh insan, insan...

Annemi Gördüm Düşümde


annemi gördüm düşümde
dedi, gülüm üzülme
açıp gösterdim yaramı
yaramdan sızan kanı
baktı durdu bir zaman
döktü gözün yaşını
öptü öptü öptü
o en derin sızımı

yol


yoldur yürüdüm
kıştı üşüdüm
alıp canım elime
gömdüm yarin göğsüne
o derinde büyüsün

hüzün damlası


hüznüme düşen damlasın
alır seni canıma katarım
canım kanatlanır uçmaya
uçup da kanamaya

gül ve taş


gül veriyorum
taş atıyorsunuz
taşınız değmez bana
bulut olur havada...

18 Mayıs 2014

ıssızda - soma (8)


Fotoğraf: ıssızda - soma (8)

yandıkça yürekler
göğe ağdı sesler
duyuldu arş-ı aladan
boşaldı yağmur olup
boşaldı dünyanın
onca derin ahı
bu yağan yağmur değil
tanrının göz yaşları
yandıkça yürekler
göğe ağdı sesler
duyuldu arş-ı aladan
boşaldı yağmur olup
boşaldı dünyanın
onca derin ahı
bu yağan yağmur değil
tanrının göz yaşları

ıssızda - soma (7)



siz öldünüz ya öyle
ölüp gittiniz kapkara
bakıp delik çoraplı
delik çoraplı
o bir çift ayağa
zehir zıkkım ekmekler 
yedik biz
zehir zıkkım sular içtik
güldük de, öldük de
ama yaşıyoruz ne ayıp
yaşıyoruz hala...

ıssızda - soma (6)



kuş sütü eksik sofralarda
semirsin diye arsızlar
alıp apaydınlık yüzünü
tertemiz yüreciğini
girersin arzın karnına
girersin de bilmezsin
çıkarsan ne ala
çıkamazsan mühim değil
işçiden çok ne var
yeter ki sürsün varsılın hükmü
sürüp dursun şu dünyada

ıssızda -soma (5)



alıp canını avucuna
girersin o tekinsiz
o tekinsiz ıssıza
ekmek çıkarırsın sen
ekmek çıkarırsın
düpedüz cehennemden

ıssızda - soma (4)



ayı, yıldızı yok
güneşi, mavisi yok
yağmuru bulutu
rüzgarı, meltemi yok
yukarısı kara
aşağısı kara
kapkara bir dünya
bu cehennem sana
işçi kardeşim
cennet patronların
ayakları altında

ıssızda - soma (3)



ah insan kardeşim
birikip yeryüzünün
yeryüzünün dibinde
senin alın terin
tek taş pırlanta olur
elmas olur
zümrüt olur
parmaklarında 
insan olamayan
kardeşlerinin

ıssızda - soma (2)



kara bir gömlek gibi
giyip sırtına madeni
akça ekmekler için
yaşadın diri diri
öldün diri

ıssızda (soma) -1



allahın günü darıdan çok dediler
kör boğazlar doymalı
doyacak dediler
gir toprağa her sabah
gün ışıyınca
diri diri gir
kapkara ekmekler getir
Kapkara sofralar kuralım
yedikçe acıkalım

ıssızda - soma



bir kalabalık ıssızda
çöküverir dünyanın kiri
çöküverir omuzlarına
çıkarayım çizmeleri
çıkarayım dersin
allah devlete zeval vermesin
kirinle aydınlanır dünya
allah devleti kahretsin

12 Mayıs 2014

İki Kalp

içimde iki kalp atar
ikisi can cana
ak göğsümde yatar

Yuvarlayıp Kalbini


tepeden yuvarlayıp kalbini
seyrettin bulmasını 
ayaklarımın dibini

Ne Dedim


kumrunun ötüşüydü
ne dedin sen, ne dedin sen
ne dedin...
açıldı gözlerim
döndüm o gidilmeyen yerden
ne dedim, ah ben ne dedim

Saçlarını Unutma


bir tutam ıslak saç
hem uzun hem de kara
ne kötülük var bunda
kabahat hep insanda
giderken bir daha
saçlarını sakın
ama sakın unutma

Kucağın


kucağın diyorum kucağın
geniş ve serin ve yumuşak
ve muhkem 
sarı başak tarlalarınca
öyle uzanıp gidiyor
bir dünyadan bir dünyaya

Akşam Olunca


akşam olunca kapatırım kendimi
sabah olunca sen açasın diye
tek sen açasın diye beni

Gümüşi


gümüşi bir ışık aldı gözümü
gümüşi bir rüzgar esti
soyundum kendimden
giyindim ki bir şavktır o
allah vergisi, gümüşi...

Söz Yağmuru


resim;laurent fiewre
söz yağmurunda ıslanmışım

dil yarasında kanamışım
açmışım kendimi çırçıplak
dünyanın balçığına dalmışım
yara, bere, kir, pas, yaş
uğraş uğraş uğraş...
vurup aslımı omzuma
düşmüşüm hakk yoluna
kum sıcak, kar sıcak, 
umman kor sıcak
sıcak sıcak sıcak...
bekle... çok kalmadı
tanyeri ağaracak

Yaralı Serçe


kesiversem ayırsam
boydan boya kanatsam
yanar mı canın
akar mı yaşın
gelir misin
öper misin
sarar mısın
yaralı bir serçeden
bir tanrı yaratmaya
var mısın
vardın...

Kan ile Can


en koyu karanlıktan
sonra ağarır tan
kızıla boyar yeri
boşanır gövdeden
hakk için varolmuş 
kan ile can
şafak sökerken
yedi kat yerin
dibinden

Kızıldır Tanyeri


kızıldır tanyeri
şafak kızıl
en koyusu karanlığın
gün doğumundan
an öncedir
yenmek için kötülüğü
bir büyük cenk gerekir
kızıla boyayan şafağı
ve tanyerini
cenk edenlerin
kan selidir

9 Mayıs 2014

Beşparmaklar -3


dağlar senin etin kıyıldı
evvel ahir toz toprağa gömüldü
gece gündüz ah edersin duyarım
meclisinde hep toplanmış sağırlar
seni duymaz, beni duymaz,
duymazlar...

Beşparmaklar -2


dağlar senin ne karanlık bahtın var
lale sümbül boynun eğmiş, derdin var
insanoğlu! bu topraklar artık değil
artık değil sana yar
mezarını başka yerde kazasın

Beşparmaklar -1

dağlar keşke geçit vermez olaydın, 
olaydın da yücelerde duraydın. 
dağlar keşke benim olaydın, 
olaydın da seni ak göğsümde tutaydım.

Beşparmaklar

dağlar seni delik deşik ettiler,
üstündeki ağacını söktüler.
dağlar seni kıyım kıyım kıydılar,

börtü böcek, kuş kelebek evin yıktılar.