18 Nisan 2003

Karar Verme Zamanı

Eh! İşte hiç istemeden kendimizi gene garip, karmaşık, belirsiz bir durum içinde buluverdik. Adamızın Güney yarısındaki krallığımıza bir süre daha devam edeceğiz anlaşılan. Kral, vezirler ve kapı kulları yerinde olduğu sürece –hali hazırda müftüler de başladı kürsülerde görünmeye- daha yapacak çok işimiz var özgürlük için, verilecek çok kavgamız. Şimdi, bir an önce yeni durumun yani Kıbrıs Cumhuriyetinin AB üyesi olmasıyla ve Rum yönetiminin bizlere önerdiği açılım paketiyle bölünmüş gibi görünen muhalefeti tekrar bir araya getirmek, tekrardan ortak bir mücadele alanı yaratmak durumundayız.

Rum yönetiminin henüz resmileştirmediği, basına sızdığı haliyle önerileri beğenmedik. Bazılarımız beğenmedik, yeterli bulmadık ama bazılarımız bunun da ötesinde hakaret gibi aldık. Bunlar azınlık haklarıdır, biz azınlık değiliz dedik. Doğrudur. Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit siyasal haklara sahip iki ortağından biriysek bunlar azınlık haklarıdır. Ama onun da ötesinde bu azınlık haklarını dahi nasıl kullanacağımız sorusu cevapsızdır. Hatta bunlara nasıl ulaşacağımız da belli değildir henüz. Öte yandan bunları azınlık haklarıdır diye reddederken NE istiyoruz oda pek belirsiz. Kıbrıs Cumhuriyetindeki haklarımızı isteyeceksek ödevlerimiz de var, onları da yükümlenmemiz gerekmiyor mu? Rum yönetimi, kabul, gelin ortak cumhuriyetteki yerinizi alın, dese sanki buna sahip çıkabilecek durumda mıyız? Onun da ötesinde bunu mu istiyoruz?

Annan Plânı masadaydı, değildi. Masadaysa gelecekle ilgili projemiz nedir, değilse nedir? Bu bizlere şu anda uzay kadar uzak masaya ulaşma yöntemimiz ne olacaktır? Aralık seçimleri mi? Eğer öyleyse derhal NASIL bir seçim sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Bu güne kadar BMBP’nda omuz omuza mücadele eden partiler, koltuklarının altında parti programları “tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna”mı diyecek? Biri statükoyu değiştirmeye soyunurken öteki bir başka mikrofondan bunun asla mümkün olmadığını mı söyleyecek. Bir diğeri seçimin nimetlerinden ve kendi iktidarının gelecek projesinden dem vururken bir başkası seçimi boykot ettiğini mi ilân edecek? Yoksa bir sürü iş başarmış, en zor günlerde en doğruyu yapabilmiş, koskoca Bu Memleket Bizim Platformu’ndan kuş gibi, ikili seçim ittifakları mı doğacak. Gene, en büyük biziz megalomanisiyle diğerleri yok mu sayılacak?

Cevaplanması gereken çok soru var. Ve bu sorulara oturup hep birlikte en doğru cevabı aramak yerine yukarıdaki tablo ortaya çıkacak olursa kimse meydanları dolduranların aynı heyecanla sandığa koşmasını beklemesin. Bu dağınık ve seçim rekabetiyle birbiri için demediğini bırakmayan parti yarışının insanlar üzerinde yapacağı olumsuz etkiyi ve hayal kırıklığını nasıl aşacaksınız?
Eğer bu seçimin diğerlerinden farklı olduğunu iddia ediyorsanız, farkını da ortaya koyacaksınız. Amacı da, hedefi de büyük olan, her zamankinden farklı olan seçimin, yöntemi de listesi de farklı olmalı. O farkın ortaya konması da muhalefetin birlikteliğinden geçer, BMBP’nun sağlamlaştırılmasından, güç birliğini seçim boyutuna da taşımasından geçer.

Bunun dışındaki tüm arayışlar hüsrana, acı tecrübeye, zaman yitimine yol açacaktır.

Tijen Zeybek (18 Nisan 2003-Yenidüzen)