12 Mayıs 2014
Ne Dedim
kumrunun ötüşüydü
ne dedin sen, ne dedin sen
ne dedin...
açıldı gözlerim
döndüm o gidilmeyen yerden
ne dedim, ah ben ne dedim
Saçlarını Unutma
bir tutam ıslak saç
hem uzun hem de kara
ne kötülük var bunda
kabahat hep insanda
giderken bir daha
saçlarını sakın
ama sakın unutma
Kucağın
kucağın diyorum kucağın
geniş ve serin ve yumuşak
ve muhkem
sarı başak tarlalarınca
öyle uzanıp gidiyor
bir dünyadan bir dünyaya
Gümüşi
gümüşi bir ışık aldı gözümü
gümüşi bir rüzgar esti
soyundum kendimden
giyindim ki bir şavktır o
allah vergisi, gümüşi...
Söz Yağmuru
resim;laurent fiewre
söz yağmurunda ıslanmışım
dil yarasında kanamışım
açmışım kendimi çırçıplak
dünyanın balçığına dalmışım
yara, bere, kir, pas, yaş
uğraş uğraş uğraş...
vurup aslımı omzuma
düşmüşüm hakk yoluna
kum sıcak, kar sıcak,
umman kor sıcak
sıcak sıcak sıcak...
bekle... çok kalmadı
tanyeri ağaracak
Yaralı Serçe
kesiversem ayırsam
boydan boya kanatsam
yanar mı canın
akar mı yaşın
gelir misin
öper misin
sarar mısın
yaralı bir serçeden
bir tanrı yaratmaya
var mısın
vardın...
Kan ile Can
en koyu karanlıktan
sonra ağarır tan
kızıla boyar yeri
boşanır gövdeden
hakk için varolmuş
kan ile can
şafak sökerken
yedi kat yerin
dibinden
Kızıldır Tanyeri
kızıldır tanyeri
şafak kızıl
en koyusu karanlığın
gün doğumundan
an öncedir
yenmek için kötülüğü
bir büyük cenk gerekir
kızıla boyayan şafağı
ve tanyerini
cenk edenlerin
kan selidir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)