19 Aralık 2014

pus -9


ne güzeldi ellerin
ellerinde güllerim
gitme kal diyecektim
desem de gidecektin
o gün bu gündür
yuttuk dilimizi
konuşmuyoruz
kalsın diye sonsuza dek
kalsın diye ellerinde
alkırmızı güllerim

pus -8


düşümde gördüm seni
kucağında bir kedi
okşuyordun, seviyordun
ah bir de öptün ki 
öldüm orda eyy deli

pus -7


acıkınca doyur beni
susayınca ko gelsin 
ko gelsin derya beri

pus -6


uzun, deli saçlarım var
uzun, deli bakışlarım
aydedeyle sevişirim
güneşle oynaştayım
nasıl desem ey sevgili
dünya bana dar
yıldızlar da az
aç koynunu sevgili
aç gireyim içeri

pus -5


kısıp gözlerini bakıyorsun
taa içimi görüyorsun
değince bakışın gerçeğime
bir şeyler değişir
değişir sonsuza dek
gelecekte

pus -4




dağları bırakıp da ardında
koşup geldiğinde ovaya
bir lale açmaktaydı
açmaktaydı saklımda
mormenekşe, hareli
kapkara göbeciği
öpüp kokladın ya sen
değişti kaderciği

pus -3


bir adım atıyorum
geliyorlar bin adımla
vardığım yer tekin değil
uçurumun kenarında
tek ayağım boşlukta
bekliyorum varsınlar
varsınlar da yamacıma
yüzleşsinler kayalarla
ki çoktan gömdüm yüzümü
ben o keskin taşlara...

pus -2


çimleniyor dünya
iki göğsümün arasında
tıp tıp atıyor yüreciğin
tutuyorum
avuçlarımda

pus -1


güneşin altındayız
ışık zerrecikleri etrafımızda uçuşmakta
sen konuşuyorsun
ayağımın altında yer sallanmakta
ve ağzım sonsuz bir gülüşle
kanılmaz bir su içercesine
tatlanmakta...

pus

                                                    foto: hasan özduman
toz, duman, sis, pus
yalan, riya, çamur, iftira
inadına ama inadına
bataklıkta taptaze güller
açmakta...

13 Aralık 2014

maverai -7


ten topraktır ten çamur
ten perdedir, ten örtü
bak içeri gör beni
bulana dek soy beni

maverai -6


bugün düşsem toprağa
yarın çiçek olup açarım
gün doğunca sabahtan
çiy çiy olup coşarım

maverai -5


sual sorup dururlar
sanki beni vururlar
dilim kilit söylemem
sırrımı faş eylemem
öldü sayıp yunalar
ak kefene saralar
açıp toprak gözünü
bebeğine koyalar

maverai -4


ötelerden geldim ben
gelirken de öldüm ben
bir top ışık olup başında
parlayıp da soldum ben

maverai -3


uzanıp dokununca
başındaki gümüş ay'a
elimde bir gül açtı
ömrü billah solmaya

maverai -2


yumak yumak hüznüm var
çile çile hatıralar
göz göz olmuş içimde
açık durur yaralar
geldin gümüşten dere
aktın durdun sinemde
şimdi sakın eyy sevgili
sakın nar düşürme içime

maverai -1


açtım gözüm yoldayım
kesti bıçak, girdi kurşun
diz büküp de düşmedim
esti rüzgar, yağdı boran
ben yolumdan dönmedim
ben ey sevgili, ben'im

maverai


ne güldür açan ne lale 
bir yürek yarıldı ortasından
ortasından ikiye, üçe
çıt diye...

3 Aralık 2014

elciklerim -11


dövülmüş toz halinde
hatıralar
yakılmış kül halinde
acılar
rüzgarda sallanan yaprak
yaprak gibi bir hayat
avuçlarımda yaşar ha yaşar

elciklerim -10



en çıplak yerimdir benim
elciklerim...

elciklerim -9


nedir bu fısıltı inceden inceye
ama mütemadiyen
kulaklarımı dolduran
nedir bu sular böyle
nedir onları acılaştıran
nedir bu diken gibi
sipsivri acı
avuçlarıma saplanan
pamukla dallarını eyy Ağaç
yorgundur sevgili
kanı kanla yumaktan

elciklerim -8


okunası mektuplardır
doğduğum günden beri yazılan
uzun bitmez bir şiir
dur durak bilmeden
avuçlarımdan akan

elciklerim -7


sana verebileceğim
en değerli yerim
elciklerim

elciklerim -6


avuçlarıma sinmiş bin bir hece
çizgilerde saklı durur o bilmece
açıp okuduğum gündüz gece
bir de toprak, bir de tohum
bir de ter
ve sesleri
ezelden konmuş öpücüklerin

elciklerim -5


bak işte bunlar ellerim
nabzım burda atar benim
burdan doğar cümlelerim
ekmek tutar, çiçek toplar
yanar da yanar
bir yudum suyla yunar
yunar benim elciklerim

elciklerim -4


okşarken yanağını çocuğun
altında buz gibi bir köprünün
süzüp yüreğinden sızıyı
avuçlarımla massederim
sonra gece olur
sızım sızım sızlar ellerim
öper okşar bir bilen
iyileşirim...

elciklerim -3


bakınca ellerime gördüğün ne
biraz et, biraz kemik ve tırnak
öyle mi ey yolcu 
eyy yolcu söylesene
geri dön geldiğin yoldan
ve büyü yeni baştan
eğer öyleyse

elciklerim -2


eğer koparmışsa bir dalı ağacından
eğer okşamamışsa bir kediyi
bir kediyi yarasından
eğer tutmamışsa avuçlarında
ölmeye gelmiş bir serçeyi
canı ayrılıncaya kadar
ayrılıncaya kadar sıcağından
iki taşın arasına koyup ezmeli
ezmeli o elleri hiç acımadan

elciklerim -1


parmaklarımda duman
dumanın altı gerçek
üstü yalan
görünenden geçmezse gönül
görünmeyen ona haram

elciklerim



işte bunlar benim ellerim
bunlar da izleri
bin bir gece masallarını
tutuyorum avuçlarımda
açıp okusanıza