23 Aralık 2013

AMMAN AVCI VURMA BENİ!

Şimdi ben çok gülüyorum bu avcıların haline. Durup durup gülüyorum. Bu geniş kesim, bu avdan kalabalık  avvv+cı kesimi daha ilk haftada bütün kuşları ve tavşanları bitirdiler. Öyle çoktular ve o kadar çok ateş ettiler ki sadece kümeslerdeki tavuklar kurtuldu ellerinden. İkinci hafta,yakınlarında, civarlarında, ötelerinde, berilerinde bulunan avcı arkadaşlarını vurmaya başladılar.  Avın ertesi günkü gazete manşetleri ava giderken avlananlarla doluydu.  Üçüncü hafta bu av meselesi iyice absürd bir hal almaya başladı.  Avcı vurmak kuş vurmaya benzemediğinden herhalde yeterince zevkli bulunmamış olacaktı ki, ağacın burnunda zeytin toplarken avlanan kadınlar görülmeye başlandı kargılık çengellerinde.  Necip memleketimizde AVVV olayı bu anlama geliyor. AVVV+CI  ise menzilde kıpırdayan her şeye ateş eden “errrkek” demek. Trans halinde, vurmaya, ateş etmeye programlanmış, neredeyse refleks tepkilerle çevresinde hareket halinde olan her şeye atış SERBEST!

Pazarları balkona çıkmaya korkuyorum ben. Dama çıkıp çamaşır asmaktansa ödüm patlıyor. Bir düşünsenize bu av deliliğinin hüküm sürdüğü zamanlardan bir pazartesi, gazetelerin baş sayfasında ben: “Tijen Zeybek isimli talihsiz kadın, Pazar Pazar, Pazar ayinini yerine getirir, annelik ve kadınlık görevlerinin en hasını kutsal kutsal ifa ederken, yani damda çamaşır asarken, dikkatsiz bir avcı tarafından vurularak öldürüldü.” Böyle komik bir ölümde ölmeyi kim ister. Bu, ölümün ciddiyetine dahi sekte vurma derecesinde komik yani.  Başıma böyle bir şey gelecek olsa ölürken gülerim herhalde.  Bilimum hakları cansiperane savunan ben, çiçeklerin ötanazi hakkını bile teslim eden, Lafargue’nin “Tembellik Hakkı”nı sonuna kadar, fikir beyanını dibine kadar,  rüküşlük ve salaşlık hakkını kullanmayı sonsuza kadar destekleyen ben  gün gelip “damda çamaşır asarken avlanmama hakkı”diye bir yenisini de listeme ekleyeceğimi hiç düşünmemiştim.  En sonunda bu da oldu bu topraklarda. 

İşte avcılarla ilgili halet-i ruhiyem bu minvalde bu aralar. Bu işin ucu o kadar kaçtı ki gülmekten kızmaya fırsat bulamıyorum. Yazıya dökerken de gülüyorum. Tam bu anda Filiz Naldöven geliyor. Yaz yaz, diyor. “Üstelik bir de kadın vurmuş bunlar.”diyor. Başlık da onun fikri ve bu yüzden ben bu yazıyı Filiz’e ithaf ediyorum. Bu arada (Filiz yanımdan ayrıldıktan sonra) gazetede bir yazı dikkatimi çekiyor. Başlık “Kadın cinsinin üstünlüğü”. Vallayi benim böyle bir iddiam yok(tu). Ben hep eşitlik eşitlik diyor(d)um. Oysa dünya basınında patlamış bu bilimsel haber.  Daha doğrusu haberler: 1. Çocukların zekâ düzeyinin belirlenmesinde babanın hiçbir rolünün olmadığı anlaşılmış. Zekâ kadınların ‘X’ kromozomundan geçiyormuş. 2. Erkeklerin annelerinden zekâ geni alırken zorlandıkları, genel olarak kadınların erkeklerden daha zeki oldukları ortaya çıkmış. 3. “Erkeklerin soyu kuruyacakmış. Evrim o yönde ilerliyormuş.” Ve son bir tane daha; İran’da yapılan üniversiteye giriş sınavında başarılı olan 195 bin öğrenciden 122 bini kızmış.

Eh dünyanın halini gördükçe zaten kuşkulanıyordum. W. Buş’un IQ su da, yaptıkları da ortada. Diğer yanda Saddam, Şaron, Putin. Geçmişten Hitler vb. Ondan soonacıma bir de İbrahim Tatlıses var tepemizde. E cennet vatanımızdada ise cinsiyeti olmayan “sevgililer gününde” bakanlığına bağlı tüm kadınlara kırmızı karanfil hediye eden müdürler, gazete ilânıyla seçmenlerinin sevgililer gününü kutlayan belediye başkanları örnekleri mevcut.

Avcılar ve avlarındaki “tür” çeşitliliğine birşeycikler demiyorum artık. Bakın bugün Cumartesi yarın Pazar.  Ve uyarıyorum, zaman aleyhinize çalışıyor ey errkekler!. Soyunuz tükenecekmiş, ben bir şey demiyorum bilim adamları diyor. Ayrıca sizin türe gene sizin türden, Radikal yazarı Türker Alkan “Cinsi zaif” diyor.  Bizeyse biliyorsunuz “Cinsi lâtif” diyorlar, bilim adamları, dünyalılar...


Tijen Zeybek
14/11/02