Gün
boyunca yağmuru bekledim. Doldu gökyüzü, dolmadı değil. Bulutlar yığın yığın
geldiler, gelmedi değil. Dert bulutsuzluk değildi yani. Daha öte bir şeydi.
Çünkü o beklenen yağmur yağdı, yağmadı değil. Uzaklara yağdı. Oysa hazırdım,
atacaktım kendimi sokağa. Sırılsıklam oluncaya dek duracaktım yağmurun altında.
Saçlarımdan omuzlarıma, omuzlarımdan sırtıma, sırtımdan kalçama… tepeden
tırnağa yani. Sonra iyice üşüyüp dişlerim vurmaya başlayacaktı. Ben
bekleyecektim. İliklerime kadar üşüyecektim. Sonra sinecekti yağmurun arı duru
etkisi ruhuma. Beyaz bir güle dönecek ve şarkımızı söyleyecektim. Oysa yağmadı
yağmur, ıslanmadım, üşümedim, arı duru değil ruhum ve hâlâ utanmazcasına
kıpkırmızı bir gülüm. Lâl rengi ayak izlerim. Yapacak bir şey yok. Öpeceksin.