22 Mart 2014

Büyük Şehrin Yalnızlığı Ağırdır



Hiçbir yalnızlık büyük şehirde yaşayan insanları ezen yalnızlık kadar ağır değildir. Büyük şehirler, apartmanlar, gökdelenler ev olamadı, olamaz insanoğluna. O yüzdendir çağlarca insanlık yolunda büyüyen insanın hızla küçülmesi. O yüzdendir insanın insanlığından eksilmesi. Büyük şehir insanı bin yıl da yaşasa göçmendir olduğu yerde. Büyük şehrin yerlisi olunmaz, çünkü beton "yer" sayılmaz. Toprakla birlikte köklerini, tarihini, masallarını, türkülerini kaybeden insan artık belleği silinmiş, insani özellikleri belki bir daha ortaya çıkarılamayacak derecede sindirilmiş kayıp insandır. 

Büyük şehrin korkuları da büyüktür. Kemirir insanı. Sokağa adım atmakla varlığından uzaklaşmak bir olur. Onca birbirine yabancı kalabalık arasında kendi varlığını nereye koysan olmaz. Şu yanından geçen sana benzemiyor. Arkandan gelen de. Önünde giden yedi kat yabancı. Kimseye merhaba demeden yürüyebilirsin saatlerce hatta günlerce. Kendini küçültürsün mecburen. Bir "hobi" grubuna dahil olursun ve varlığını hissetmeye çalışırsın. Az çok birbirine benzeyen insanlar olmasını umut edersin. Ama değildir. Değildir çünkü her yalnızlık kendine benzer ve yalnızlık ortaklaşılabilen bir şey değildir. Aslında yalnızlık düşman da değildir. Ancak yalnızlığa mahkum kılınmış insan şakası yok kanserdir. İnsanın insana olan korkusunu ve güvensizliğini besler, büyütür ve onulmaz bir hale getirir büyük şehir. Yalnızlık ve tedirginlik, tedirginlik korku biriktirir çünkü. Birikmiş korkunun sonucu öfkeyle boğulmaktır. Kimi sessizce kendi öfkesinde, öfkesinin dahi farkına varmadan boğulup gider. Kiminde patlar öfke. O zaman kişi bu güne kadar adını koyamadığı, simasını bilemediği, sesini tanımadığı düşmanına zehrini kusmak için somut bir hedef arar. Arar ve bulur. İşsizlerdir, köyden gelenlerdir der. Kendinin de yirmi, otuz, kırk yıl önce köyden geldiğini unutarak. Tinerci çocuklardır der. En masumu suçlu ilan ettiğinin hiç ayırdında olmayarak. Kulağına mutlaka çok eskiden üfürülmüş bir alevi, komünist, solcu, orospu, kötü kadın, iç düşman, hain vs öcüsü vardır. Çıkar gelir belleğin katman katman altından, ete kemiğe bürünür ve cinayet işlenir. Budur büyük şehirlerde toplu olarak ama toplum olamayarak yaşamanın sonu.